23 Temmuz 2010 Cuma

Biraz Cunda biraz Kaz Dağları..

Cunda'da en cok Sakızlı ve balbademli dondurmayı sevdik :)


Altınova kumsallarında Sünger Bob'un arkadası Patrick büyük ilgi gördü..Kendisinden edinmek isterseniz Cassette magazasına uğramanız yeterli :)

Kovboy Hasan Arizona çöllerinde! :)




Hasan Boğuldu
Ve gezimizin sonu :)

21 Temmuz 2010 Çarşamba

İtalyan filmlerinden bir karedeyim sanki..

Bu yaz leyleği havada görmüş olabilir miyim acaba?  Zira şimdi de Ayvalık'tayım :)

İtalyan filmlerinde ve hatta özellikle Ferzan Özpetek filmlerinde konukların sürekli değiştiği, eğlenceli kalabalık sofralar ve evler vardır..Gürültülü, eğlenceli ve samimi..İşte tam da öyle bir evdeyim şu anda..

Bu güzel ortamda kendimi değil daha çok ev sahibesi dostlarım Selinle  Hasan'ı fotoğrafladım..Mankenlerim de güzel ve yakışıklı olunca ortaya çok keyifli moda fotoğrafları çıktı..:)



Bu da ben..:)

Burda ay bile şahane..

Tatilden fotolar devam edecek, beach kapanırken ve gece başlarken simdilik hoscakalın :)
sevgiyle kalın,

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Body Worlds İstanbul..


Bazen derimin üstünde bir fermuar olsa da açıp baksam içerde neler oluyor, bu  sistem nasıl işliyor diye düşünürüm..

İşte Body Worlds tam da bu sorulara cevap veren çokk ilginç ve kesinlikle muhteşem bir sergi..Bir nevi biyoloji dersi..Bütün vücudu, organları, hastalıklı durumları göz önüne seren, insanı kendiyle yüzleştiren ve biraz da ürküten bir aktivite de diyebiliriz..

Gönüllü olarak öldükten sonra vücutlarını bağışlayan bağışçıların çok kaba olarak anlatmak gerekirse, vucutlarının önce aseton havuzunda bekletiliyor ardından da plastinasyon işlemine tabii tutulmasıyla bozulmaması sağlanıyor ve arından 6 ay-1 yıl arasında süren bir işlemle sergiye hazırlanıyor..Bu zahmetli işlemi gerçekleştiren ekibin başında ise Alman doktor Gunther Von Hagen bulunuyor.

Antrepo'da görebileceğiniz serginin bilet fiyatları maalesef özellikle öğrenciler için biraz yüksek olabilir ama bu sergiyi kaçırmayın derim..Kendinizle ilgili çok şey öğrenecek ve bu güne değin değiştiremediğiniz zararlı alışkanlıklarınızı kendiliğinden değiştireceksiniz :)

Sergiden çıktıktan sonra midenizde oluşacak kısa süreli bulantı için telaşlanmayın, her çıkana oluyor..Hemen ileride bulunan Güllüoğlu'na atın kendinizi, birkaç dakika konsantrasyonu baklavalara verin hayat normale geliyor, deneyimle sabittir ;)

İşte sergiden fotolar..

12 Temmuz 2010 Pazartesi

Mavi renkli dondurmam, sörf tahtam ve dar sokaklarım..işte Alaçatı!

Alaçatı için duyduğum hislerin adına aslında aşk da diyebiliriz..Gerçekten bünyem bu topraklarda bu dar sokaklarda olmak, sabah sörf yapmak, öğlen kumru yemek, öğleden sonra bir plajda yatıp yuvarlanmak, akşamsa Alaçatı sokaklarında sürtmek istiyor.. Bu rutini her yaz hiç bıkmadan her gün tekrarlayabilirim..

İzmirlilere gıptayla bakmam, İzmir'de yaşayıp da bu rutini hiç yapmamış olanlara şaşkınlıkla bakmam da bundandır..

Meydandaki fırının lorlu kurabiyesinin tadına doyum olur mu? Hiç olmaz:)
  Set Yapı'nın Alaçatı'ya yaptığı güzel evler :)

Alaçatı'da bir suru guzel butik bulabilirsiniz:)
Mmmm..Güzel sofralar, keyifli sohbetler..:)


Max Mara'da Alaçatı'da;)


Estetik kaygıları olan, güzeli seven herkesin çok seveceği bir yer burası :)

Biraz Bebek semtinin yazlık versiyonu gibi Alaçatı..Yani her geçen gün daha fazla öyle..Bebek halkı toplanmış uçağa binmiş gelmiş gibi özellikle bu yaz..

Alaçatı'nın bu cok moda olma durumunun azalmasını ve sörfçülerin dolandığı sokaklarda samimiyetin yeniden hüküm sürmesini diliyor ve Alaçatı dosyasını burda kapatıyorum:)

9 Temmuz 2010 Cuma

Şahane Bergama sokakları ve Bazalika

Sunaktan ayrıldıktan sonra aşağı doğru inerken sokakların güzelliğine, evlere hayran kaldım..Yepyeni değillerdi, hatta cok eskilerdi ama birlikteyken tablo gibilerdi :)






Bu güzel evleri ve sokağı seyredip mahalleli amcalarla selamlaştıktan sonra bazilikaya geçtik..


Burası aslında Mısır'lılar tarafından 3 tanrıları için yapılmış ancak daha sonra katolik kilisesi tarafından bazalika olarak kullanılmış..Halen de yılda 1 kez burada tören yapılıyormuş..3 binadan biri bugün cami olmuş..Şaşırmadınız değil mi?

Bu binanın yapımında alçısında tutkal olarak sadece yumurta akı kullanılmış..İnanılmaz değil mi? Kaç milyon yumurta kullanılmıştır acaba diye düşünmekten alamıyorum kendimi? Zira bu bazilikanın yüksekliği 7 katlı apartman seviyesinde..:)


T-shirt yine kendi tasarımım :)

Ve son olarak burası bana Tayland'da bulunan Ayutthaya'yı çok anımsattı.. Orada çektiğim fotoyu da koyacağım..Karar sizin :)




Sevgiyle kalın,

Yağmurdan kaçış başlasın, 3. gün ve yola devam-Bergama'dayız :))

İşte sonunda yağmur rüzgarları geldi, haydi kaçalım diyerek ve ilerde burda bir bağ ev alıp sakince yaşama planları yaparak veda ettik Bozcaada'ya :)

Yola devam ediyoruz ama nereye? İzmir'e doğru yol alıyoruz, teyzeye ve kuzenlere gidiyoruz :)

Biz giderken yolda yağmur melekleri de bize eşlik ediyor :)

Buluta bakar mısınız, gerçekten kanatlı bir melek adam gibi değil mi?(melek adam da ne demekse :) )

Ve İzmir'e giderken Sercan'ın yoğun  isteği üzerine istikamet Bergama..Bergama'da Zeus Sunağı'na ve Bazilika'ya gittik..Çevredeki kilimcilerle sohbet ettik..Acaba önceki hayatımızda burda yaşamış olabilir miyiz diye düşündük..Kopamadık Bergama'dan..

Anadolu motifli hani şu baklava desenli kilimlerle hiç aram yoktur..Ama bu kilimler..Bunlar bambaşka değil mi? Mesela beyaz koltukların altında şahane olmaz mı?:)) Kilimlerin sahibi amcayla muhabbet ettik, bu kilimler Arabi kilimleriymiş ve Hakkari tarafında yapılırmış..Bu kilimleri daha çok bu bölgeye gelen İtalyanlar satın alıyormuş..Hatta amca beni de ilk başta İtalyan sandı (sanıyorum şapkamdan:)) sonrasında da tamam İtalyan değilseniz de sizin kesin tasarımla filan ilginiz var dedi..pek mutlu oldum hemen ufak arabi yolluk aldım bu sevinçle :))

Merak edenler için: Yukarıdaki kilimlerin fiyatları 700 lira civarında..Pazarlık yapılır tabii, kilim piyasasından hiç anlamam ama bence bu kilimlere değer, ne dersiniz :)

                Ve işte Sunağa geldik...


Bu fotonun çekilme amacı; erkeklere fötr ve kasket çokk yakışıyor demek içindir :)) Dedemin gençlik fotolarına bakıyorum hep fötr şapkalı..Oysa şimdi sadece sanatçılar ve marjinaller takıyor özellikle fötr'ü ve kasketi..Sevgili Beyler, fötr'den korkmayın, fotoda da görüldüğü üzre çokk yakışıyor, başka bir etki yaratıyor..Yukarıdaki çocuklar bu şapkaları takmamış olsalar hayatta dönüp bakmazdım, oysa bu halleriyle gözlerimi alamadım stillerinden :)) -Yaşlı delikanlıya da dikkat! :)-



Bergama'dan ilham veren detaylar..

Zeus Sunağı bu kadar..Görüldüğü gibi yamalı çocuk gibi..Çünkü kalanı devrin padişahının "değersiz taşların müttefiklerimize verilmesinde sakınca yoktur" fermanı sonucunda Berlin'e gönderilmiş..:(